경로

플래너

기능

업데이트

App

로그인 또는 가입

앱 다운로드

로그인 또는 가입

디스커버
Places to see

Natural Monuments

칠면조
키르클라렐리

파트마 카야라르

디스커버
Places to see

Natural Monuments

칠면조
키르클라렐리

파트마 카야라르

하이라이트 • 전망대

파트마 카야라르

하이커 %lu명 1명이 추천

저장

공유

  • 더보기

  • 저장

    공유

  • 더보기

  • 목적지로 설정

    2월 11, 2020

    Epeydir tüm cıvıltısını yitirmişti Koca Balkan…

    Ne gülü gülşen eyleyen bülbüllerin sesi duyuluyordu gündüzleri, ne kem talih getirdiğine inanılan puhunun geceleri. Kimseler evlerinin porta kapısından burnunun ucunu göstermiyor; “Ha şimdi geldi gelecek…” diyerek günlerdir büyüttükleri bir endişeyle bekliyorlardı. Ortalığı sağır eden sessizliği gecenin bir yarısı köyün kıyısına kadar sokulan aykaların ( haydut-eşkiya ) silah sesleri de bozmasa, kimselerin irkilip de kendine geleceği yoktu hani.

    Gittikçe pervasızlaşan Bulgar çetecilerin Balkan köyleri boyunca kendilerini daha da gösterir hale gelmesi, yakaşan büyük tehlikenin ayak sesleriydi. Yoksa bu cesareti kendilerinde nereden bulacaklardı ?

    Oysa Balkanlar’da büyüyen huzursuzluklardan kaçıp sükuneti bulmak için, şimdi Yunanistan’ın içlerinde kalan ama eskiden pekala da bizim olan Demirhisar civarından kaçıp gelmişlerdi buraya. Eski adı Korudere, şimdilerde Kurudere olan bu köyü kendilerine huzur dolu bir yurt edinmişlerdi.

    Sadece onlar değil, bu civarda kurulan bir çok köy muhacirlerle, Balkan kaçkınlarıyla dolup taşıyordu. Tek istedikleri Küçük Rumeli denilen bu Trakya köylerinde, derine kök salan çınar ağaçları gibi kök salmak, yeni nesillerini burada huzur ve barış içinde büyütmekti.

    Tam da bu zamanlarda, I. Balkan Harbi’nin haberi bir acı yel gibi dolaştı tüm köyleri. Gök delinmiş bir akşamın sabahında “Kırklareli’nin düştüğü” haberini, yol boylarında ricat eden asker kafilelerinin içler acısı halini gören köylüler getirdiler köye.

    “Kaçın evlerinize ! Saklanın ! Bulgar Çavla’dan kopuşmuş geliyor !”

    Çavla dedikleri de Akören’le Kurdere arasında Istrancalar’ın alt eteklerini oluşturan yüksekçe bir tepe. Düşmanın Çavla’yı dolanıp silah sesleri, naralar eşliğinde Kurudere sokaklarına dalmaları çok da sürmedi zaten.

    Kurudere sokakları bir anda boşalıverdi. Ne insan, ne at, ne it var sokaklarda. Dersin ki, düşmanın geldiğini haber almışlar da günler önce boşaltmışlar köyü.

    Ama Bulgar askeri tek tek evlerden ite kaka çıkarttılar herkesi . Ne yaşlı ne genç, ne kadın ne kız demezler, dipçik darbeleriyle köyün orta yerine kadar herkesi toparlarladılar. Analar kızların suratlarına odun fırınlarının küllerini çalmışlardı. Küller ki, alınlarının bahtsız yazısı gibi kapkara durur mah yüzlerinde. Analar ummuş ki, düşman askerleri çirkin sanar da ilişmezler kızlarına, kızanlarına…

    Tüm bu hengamede bir tek Fatma’ın haberciği olmamıştı olan bitenden. Sabahın seherinde kuzularını yaydığı meradan dönüşte kendini köy meydanının orta yerinde, büyük bir kalabalığın içinde buluverdi Fatma.

    Ah Fatma !

    Anasından doğduğu gün gibi saf, su gibi duru, mahçup gamzesinin oturduğu iki yanağında alına al iki elma…

    Harman yanığı saçlarında yedi sıra belik, tebessümünü yitirmiş mah yüzünün müsebbibi sanırsın ağzındaki buruk erik…

    Yüz yıldır öyküsünü bıkmadan anlattığım, köyümüzün bacısı, yüreciğimizin ince sızısı Fatma !

    Herkesin yüzünde karalar, bir Fatmacığın yüzünde nur vardı. İnce ferik gibi, fidan gibi; henüz on sekizinde Fatma, düşman askerlerinin hemen dikkatini çekti. Daha oracıkta tacizlerine maruz kalınca dayanamadı. Bir fırsatını yakalar yakalamaz köyün sokaklarına dalıverdi. O önde, azgın Bulgar askerlerinden birkaçı geride kaçmaya başladı. Köyün sokakları bitince ormanın içinde izini kaybettireceği umuduyla kendini Koca Balkan’a vurdu Fatma.

    Koyun kuzu otlattığı için bu ulu ormanı avucunun içi gibi bilirdi Fatma. Kurdun kuzunun izini, aynın çakalın inini bilirdi. Nerede bir ulu çınar, nerede bir duru pınar var, her birşeycikleri bilirdi.

    Ceylan sekişiyle Koca Balkan’ı dolandıkça Fatma, geriden gelen düşman askerlerinin öfkeleri daha da arttı. Dalağı şişmiş, burunlarından soluyan deli danalar gibiydiler. Son çare, Fatma’yı korkutmak için ardından tüfeklerini ateşlemeye başladılar. Ulu orman kurşun sesleriyle güm güm gümledi..

    Bu korkuyla oradan oraya kaçan Fatmacık kendini Istrancaların zirvelerinden birinde buluverdi bir anda. Buradan her yöne doğru alabildiğine görmek mümkündü. Kaçacak yeri kalmadığını anlayan Fatma, kekiğe kesmiş bu zirvenin üzerine gökten zembille indirilmişçesine oturmuş, kocaman bir kayalığın tepesine adeta bir keçi çevikliğiyle tırmandı.

    Kısa sürede aşağılardan kopuşup gelen düşman askerleri de tepeye vardı. Pis sırıtışları ile kayalıkların tepesinde ne yapacağını bilmeyen Fatma’cığa doğru ilerlemeye başladılar. Askerlerin üzerlerine tekerlediği taşlar da kar etmeyince son bir çaresi kalmıştı Fatma’nın.

    Anacığının avuçlarına emanet etmiş de taratır gibi, kınalı saçlarını Balkan rüzgarına verdi. Ellerini iki yana açtı. O an kayalıkların kovuğundan bir ak güvercin havalanıverdi o anda. O ise Allah’a emanet bedenini, toprağa kavuşmayı beleyen bir yağmur tanesi gibi Istrancaların tüm zirvelerini seyreden bu kayalıklardan boşluğa hiç düşünmeden salıverdi.

    Istrancalar’ın bakirliğinin, duruluğunun, namus gibi korunması gerektiğinin simgesi oldu bir manada.

    O gün bugündür Fatma Kayalar derler bu kayalıklara.

      2월 11, 2020

      Fatma Kayalar is also a beautiful and scenic break area for walking routes.

      번역자 Google •

        나만 알고 있는 정보가 있다면 로그인하여 다른 모험가에게 도움이 될 만한 팁을 추가해보세요!

        무료 회원 가입

        세부정보

        정보

        고도 880 m

        날씨

        AerisWeather 제공

        오늘

        일요일 23 11월

        16°C

        8°C

        70 %

        지금 활동을 시작하면...

        최고 풍속: 23.0 km/h

        Loading

        위치:키르클라렐리, 칠면조

        살펴봐야 할 유명한 장소

        Dupnisa Cave

        탐험하기
        ルート경로 플래너기능하이킹MTB 트레일로드 사이클링 경로바이크패킹
        앱 다운로드
        소셜 미디어에서 팔로우하기

        © komoot GmbH

        개인 정보 보호 정책